29.9.05

Portakal Sulu Fasulye Pilaki

Dün bahsettigim pilakiyi aksam tattik. Gokhan "anneminkinden farkli olmus ama bu da guzel" dedi. Bence de guzeldi. Alisilmis bir goruntu, belki biraz daha turuncu, yeni bir lezzet. Tarifi fasulye pilaki ile ayni, tek farki su yerine portakal suyu koyulmasi, tabii seker koymamak lazim. Bu farkli lezzete eslik etmesi icin salatanin sosunu da farkli yaptim. Hardal, tuz, seker, sirke, zeytinyagi ve azicik sut. Salata sosunda sutun isi ne, degil mi? Sirkenin o keskin tadini yumusatmaya yariyor.
Ne o, hani yemek blogu degildi bu?

28.9.05

Gokhan'in Kabakli Menemeni

Niyetim bunun bir yemek blogu olmasi degildi aslinda. "Hersey yolunda" oyunuyla hersey yoluna girene dek olumlu ve saglikli kalma cabasi meyve verdi.
Gerci yemek yapmayi, yeni tarifler denemeyi, ozellikle de tarifleri internetten bulmayi severim. Ayni yemegi ikinci kez yapmaktansa yeni bir tarif denemeyi riskli bile olsa tercih ederim. Beni biraz yakindan taniyanlar, ne zaman alisilmadik bir sebze tarifine rastlasalar yazip bana getirirler. Iste, yaptiklarimi bu blogda biriktirme fikrinin cazip gelisi bundan olsa gerek. Esyalarim iki ev (benimki ve Gokhan'inki) ve ofisime dagilmisken tarifleri toparlamanin yolu haline geldi. Simdi dusunuyorum da, internetten tarif aramak da bu donemin getirdigi bir aliskanlik. Yemek kitaplarim ve dergilerim kendi evimde, ama ben Gokhan'da iken bulunmus bir yontem. Hem oturup gun boyunca sirkette girdigim toplantilari, ugrastigim isleri anlatacak degilim ya... Ama iki-uc gunde bir ilginc bir yemek ya da leziz bir tatliyla ortaya cikabilecegimi de hic sanmiyorum. Mutlu bir aile, neseyle bahsedilen cocuklar, yemege, caya davet edilen misafirler olmayinca bu kadar oluyor. Allahtan Gokhan da en az benim kadar merakli yemek yapmaya ve yeni tatlara. Dun aksam eve giderken telefonlasip aksam yemegi icin plan yaptik. Istanbul'da trafigin civisi cikmis durumda. Her yol tikali, her yerde ya yol insaati, ya kaza. Adim adim ilerlerken bir yandan da aramizda "dun islattigimiz fasulyeleri gece pisiririz, portakal suyuna zeytinyagli pilaki yarina", "evde bir sey var mi?", "iki tane kabak olacakti, onlari degerlendirsek" gibi konusmalar gecti.
Sonucta eve vardigimda onu minyatur mutfaginda soganlari dogramis, kabaklari rendelerken buldum. Gerci tavanin icinde koca bir parca katiyag gorunce kiyameti kopardim ama "ben once geldim, kendi istedigim gibi yaparim" deyince uzatmadim. Efendim, "margarin degilmis (evde yok zaten), tereyagmis; omlet, menemen gibi yumurtali yemeklere katiyag yakisirmis; yumurtanin butunlugunu korurmus vs", Gokhan'da teori cok. Salt teori degil, uygulama da oldugu icin kizamiyorum. Zaten "demek senin yuzunden bu kadar kilo aldim, butun yaptiklarina bu kadar tereyag koyuyorsan ben bosuna rejim yapiyorum" diyerek biraz uzatinca "bulmussun yemek yapan adami bir de begenmiyorsun" diye sitem etti, ben de sesimi kestim. Cunku begenmedigim filan yok, oyle hissetmesini hic istemem. Ustelik sonra da sofraya oturup kabakli menemeni bayila bayila yedim.
Olculu tarif vermeye gerek yok, sogan ince dogranir, tavada oldurulur, kabak rendesi ve küp dogranmis domatesler eklenir, yumusayip suyunu cekince cirpilmis yumurta katilir, karistirarak pisirilir, bir ara tuz, karabiber konur tabii ve istenilen kivama gelince servis yapilir. Ben oyle seviyorum diye iyice pisene kadar beklemis bir de, oysa kendi biraz sulu sever. Tereyagli bile olsa, nasil begenmem ben simdi? Fotografi yok, ama bildiginiz menemenin acik yesil fonlusu iste...
Yemekten sonra, takip ettigim tek dizi olan CNBC'deki Desperate Housewives'i beklerken de Gokhan'in annesinin tarifi olan Portakal Suyuna Fasulye Pilaki pisti. Bir gun onceden de islatmistik zaten, bu yemegi iki gun onceden planlamak gerekiyor demek ki. Ustunden tattigimda guzel gibiydi. Bu aksam tabaktaki halini tadacagiz bakalim. Guzel olmussa tarif defterime eklerim.

25.9.05

Bu is tamam


Benim icin ekmek ne kadar karisik tahilli, ne kadar malzemeli olursa o kadar guzel. Yemege katik olarak degil de tek basina, kek gibi yemeyi sevdigim icin herhalde. Zeytinli, aycicegi cekirdekli, cevizli... Hepsini sirayla deneyecegim. Ama sevgilim beyaz undan, sade, yumusak, dumduz ekmekleri seviyor. Eh, ekmek makinemi hediye eden adami sevindirmek icin ben de cumartesi aksamindan malzemeleri koyup sabah 9:00'da kahvaltiya hazir olacak sekilde zaman ayarli sekilde calistirdim makineyi. Temel beyaz ekmek de gecer not aldi... Kullanma talimatindaki tarifi aynen uyguladigim icin tarifini yazmaya gerek yok. Bu is tamam, ekmek yapma makinesi cozulmustur.

23.9.05

Ilk Ekmek Denemesi

Aylardir "ekmek makinesi" diye sayiklayip duruyordum. Tarcin'in Mutfagindaki yorumlari okudum, cevremde kullananlari dinledim, Carrefour'da bulunduklari rafin onunde dolandim, yeni evlenen bir arkadasa dugun hediyesi olarak almayi bile dusundum... Sonunda sevgilim bana bir Kenwood BM200 aldi. Hem de hepsiburada.com'dan ismarlayip is adresime gondertmis. Gelen koliyi merakla acip icindekini gorunce suratimi yarim saat toplayamadim, gulumseyip durdum. Aksam eve gider gitmez kullanma talimatini satir satir okudum, ama evdeki malzemenin tam uymayisi ve mutfak tartimin olmayisi nedeniyle ilk seferinden biraz yorum katmam gerekti. Sonucta ortaya asagidaki beyaz undan yapilmis zeytinli ekmek cikti. Ustu biraz coktu, ama lezzetine diyecek yok:)


17.9.05

Gumus Dolma


Bugun alisverise gittigimde balik tezgahinda gumuse rastladigimda almadan duramadim. Enistem gumusu temizleyip tuz ve limona yatirir, bir gun sonra gumusler limonun asidinde pismis olurlar. Ekspres lakerda gibi birsey... Tamtarifini alabilmek icin enistemi aradim ama ulasamadim. Benim de aklima, Evcini'nin arsivinde dolasirken rastladigim, orijinali sardalya ile yapilan, ama evcininin hamsi ile yaptigi dolma tarifi geldi. Gerci sardalya ve hamsi gumuse kiyasla cok daha yagli baliklar, ama bu da diyet dolma olsun.

14.9.05

Feng Shui - 5 Element



Feng Shui'ye gore, bir mekanda bu 5 elementin dengeli olmasi, o mekanin Bagua'nizin hangi alanina rastladigina bagli olarak, hayatinizin ilgili alanina iyi Chi gelmesini sagliyor. Yukarıdaki sema elementler arasi iliskiyi ve element simgelerini toparlamis. Ornegin bir mekanda agac elementi baskin ise, yani cok fazla ahsap, yesil ve mavi renk, bitki veya sutun varsa, oncelikle metal elementini artirmak lazim (cunku metal agaci keser). Metal elementini arttirmanin en kolay yolu da, daire formlu, beyaz veya acik renk veya metal bir seyler eklemektir. Metali destekleyen ates elementini katmak icin, isik kaynagi (gun isigi, mum veya lamba), kirmizi renkli, koni formlu, deri veya hayvan desenli objeler eklenmeli. Cok az da toprak grubundan (kare, sarı, kahverengi, seramik) ve su grubundan (koyu renkli, cam, kristal, ayna, sekilsiz) bir seylerle denge saglanabilir. Cagla'dan odunc aldigim kitapta buldum, geri vermeden once not edeyim dedim.

13.9.05

Seftali Graten


O sert ve tatsiz seftalileri nasil aldim bilmiyorum, ama aksam bana yine bir tatli uydurmak icin bahane oldular. Iki seftaliyi yassi bir borcama dograyip, ustune bir kasik toz seker serptim ve firina koydum. Herhalde 10-15 dakika sonra suyunu salip yumusadilar. Bu arada 2 kasik seker, 1 kasik un, 1 kasik krema, cok az tereyag, biraz yulaf ezmesi ve 1 yumurtayi cirpip koyu bir krema hazirladim. Seftalilerin ustune dokup yeniden firina koydum, ancak bu kez firinin sadece ustunu, yani izgara bolumunu calistirdim. Ustu kizarinca uyduruk tatlimiz hazir. Ustunun kizardigina bakmayin, alti yumusak ve sulu, ve pek leziz oldu.

9.9.05

Cay Kutusu



Eski yaptiklarimdan -birilerine hediye edilmeyip elimde kalan ender orneklerden- biriyle blogumun "craft" kosesini aciyorum. Yari Ingilizce - yari Turkce yazmaktan ben de hic haz etmiyorum, ama "elisi" kelimesi "craft"in yerini tutmuyormus gibi geldi. Neyse, bu ilk ornek, tembel isi pecete yontemiyle yaptigim bir cay kutusu. Yontemin inceliklerini anlatmiyorum. Internette bu konuyla ilgili oyle cok bilgi var ki, burada tekrarlamaya gerek yok. Gordugunuz gibi, pecetenin fonundaki renkleri hafifce cevresine yaydiginizda gayet hos bir butunluk ortaya cikiyor.

Elmali Cabuk Tatli


Dunku gibi sinirli oldugumda kendimi cok kalorili bir seylerle yatistirmayayim diye evde tatli niyetine sadece meyva bulunduruyorum. Ama dun oyle kotu bir gundu ki, usenmedim, aksamin saat 9'unda, her mutfakta bulundugu gibi benimkinde de bulunan un-sut-yumurta-seker dortlusunden "iyi hissettiren" bir tatli çikardim ortaya. Evdeki elmalari da isin icine katinca Elma Ye etkinligine de katilmis oldum kendimce.

Malzemesi:


  • 2 elma
  • 2 yumurta
  • 2 corba kasigi toz seker
  • 1/2 su bardagi sut
  • 1/2 su bardagi un
  • 3 corba kasigi krema
  • 2 corba kasigi kuru uzum
  • 2 corba kasigi likor
  • 1 corba kasigi tereyag
  • yarim limon suyu
Yapilisi:

Kuru uzumleri likorle birlikte kucuk bir kaseye koyun. Yumurtalarin beyazlariyla sarilarini ayirin. Yumurta sarilari, seker, sut, un ve kremayi mikser ile cirpip yarim saat bekletin. Elmalari soyup ince dilimleyip, kararmasin diye limon suyuna bulayin. Baska bir kapta yumurta beyazlarini kar haline gelinceye kadar cirpin. Genis ve derin bir tavada tereyagini eritip elmalari yumusayincaya kadar pisirin. Kar halindeki yumurta beyazlarini diger karisima katip tahta kasikla soyle bir karistirin ve elmalarin ustune dokun, kuru uzumleri ustune serpin. Alt tarafi pistikten sonra tahta bir spatula ile parcalayarak ters cevirin. Her tarafi hafif kizardiginda tabaklara paylastirin, ustlerine pudra sekeri serpin ve sicakken yiyin. Isteyen tarcin da koyabilir. Sutlu karisima vanilya da eklenebilirdi, ama evde kalmadigi icin ben koymadim. Bu olculerle hazirlaninca 4 kucuk porsiyon cikiyor, ama ben iki koca tabak yedigim icin geriye pek bir sey kalmadi ve sevgilim goz doyuran bir goruntu saglayabilmek icin ustune vanilyali dondurma koyarak yemeyi tercih etti.

8.9.05

Tatli Eksi Soslu Tavuk

En sevdigim Cin yemegidir, epeydir de aklimdaydi yapmak. Daha once, bir dergide gordugum Kayisi Soslu Tavuk tarifini Tatli Eksi Soslu Tavuk niyetine denediydim. Dogrusu o da guzeldi, ama sosun icinde eksilik verecek bir malzeme olmadigini sonradan fark ettim. Bu kez once Turk yemek sitelerini, onlarda bir tarif bulamayinca yabanci siteleri karistirdim, aklima yatan birkac tarifi not aldim ve hepsini birbirine kattim. Ortaya cikan, Cin restoranlarinda yedigimi hic de aratmayacak lezzet ve kivamda bir Tatli Eksi Soslu Tavuk oldu.


Malzemeler:

  • 1/2 kg kusbasi tavuk
  • 1 sogan
  • 1 dis sarmisak
  • 1 pirasa
  • 1 salatalik
  • 1 havuc
  • 1 kirmizi biber
  • siviyag, yarim bardak kadar

marine icin,

  • soya sosu
  • sirke
  • 1 tatli kasigi misir nisastasi

sos icin,

  • 1/4 su bardagi soya sosu
  • 1/4 su bardagi uzum sirkesi
  • 1 su bardagi seftali suyu
  • 2 çorba kasigi ketcap
  • 1 seftali, kucuk dogranmis
  • 1 domates, soyulup kucuk dogranmis
  • 2 tepeleme corba kasigi toz seker

Hazirlanisi :

Tavuklari bir saat kadar marine edin. Bu arada sogan, pirasa, salatalik, havuc ve biberi dograyin. Sos malzemesini, kucuk bir tencere veya soslukta, orta isida, arada karistirarak pisirirken, bir yandan da wokun icinde sivi yagi kizdirip tavuklari birer avucluk partilerle cevire cevire kizartin. Kizaran her partiyi kagit havlu uzerine cikarin. Tavuklarin kizarmasi bittikten sonra dogradiginiz sebzeleri kavurmaya baslayin. Ben ayni wok ve yagin icinde devam ettim. Sebzeler biraz diri kalacak sekilde kavruldugunda kizarmis tavuklari ve sosu da icine katip cok kisa karistirin. Bence Cin yemeklerinin soslu olmasina ragmen sosun icinde yumusamamis bir kivamda olmasinin sirri bu.

Buldugum tariflerin birinde, tavuk parcalari, icine misir nisastasi konmus torbanin icinde cevrilip nisastaya bulaniyordu. Bir digerinde, tavuklar misir nisastasi ve yumurta beyazi karisimina bulandiktan sonra kizartiliyorlardi. Aslinda bu yontemlerin nasil sonuc verecegini merak etmiyor degilim, ama bu kizartma isi sonucunda yerler sicrayan yag damlaciklari yuzunden buz pistine dondu. Tembellik etmeyip bir kez daha Eksi Tatli Soslu Tavuk pisirmek istersem riske atilmam herhalde. Hele de bu yontem de bu kadar basarili sonuc verdigine gore...

Bu soslu tavugun yanina en cok yakisan bence pilav. Cin yemegi tadini yakalamasi icin yasemin kokulu pirinci yarım saat (oda sicakliginda) suda beklettikten sonra akan suyun altinda bol bol yikadim, 1:1,5 oraninda suyla birlikte pilav tenceresinde pisirdim. Bence pirinc ve suyu birlikte koyunca normal tencerede de ayni sonuc alinir. Normal pilav gibi suyunu cekince altini kapatmak lazim. Sanirim hangi yontemle pisirirseniz pisirin, esas Cin pilavi tadini yakalatan yasemin pirinci kullanmak ve ne yag ne tuz eklememek. O zaman pirincin kendine has tadi ve kokusu iyice ortaya cikiyor.

7.9.05

Fransiz Kadinlar Nicin Kilo Almaz?

Son bir senede 12 kilo alarak kendi rekorumu kirdigimdan olsa gerek, bu sorunun cevabini ogrenmek icin Mireille Guiliano'nun yazdigi ve Remzi Kitabevi'nin yayinladigi bu kitabi gecen haftasonu okudum. Isin sirri "keyif icin" yemekte. Hos ben de zaten oyle yapiyordum, veya oyle yaptigimi zannediyordum. Ama bir farkla, ben hayattan alamadigim butun keyifleri yemekle telafi etmeye calisiyordum sanirim. Neyse, bu huzunlu bir hikaye... Ben burada Fransiz Kadinlarin Nicin Kilo Almadigi hakkinda okuduklarimdan nelerin aklimda kaldigini anlatmak istiyorum.
Herseyden once, rejim yapma, kalori sayma gibi psikozlara girmiyorlar; rejimden, zayiflamaktan konusmuyorlar; guzel yemekler hakkinda bol bol konusup keyifle yiyecek alisverisi yapiyorlar; oglen veya aksam yemeklerinden birini ana yemek secip uc kap yemek yapiyorlar, digerini corba-salata gibi hafif seylerle geciyorlar; kahvaltiyi atlamiyorlar, ama abartmiyorlar da; ozenli sofralar kuruyorlar; mumkukse sevdikleri biriyle sohbet ederek yiyorlar; kendilerine keyif alacak baska seyler buluyorlar.
Benim gibi hayati boyunca kilo alip vermis bir kadinin bilmedigi bir gizli formul yok yani...
Yine de Mireille'e, bunlari hatirlattigi icin tesekkur ediyorum. Kitabi okudugumdan beri, zihnimde olusan modeli izliyorum. Kendi kendime, "Fransiz kadini bu durumda ne yapardi?" diye sorup icimdeki sesi dinliyorum. NLP de bu mantiga gore calismiyor mu zaten... Bir dolu kurallar, formuller olusturacaginiza bir modeli ornek aliyorsunuz. Artik TV karsisinda, sehpa ustunde atistirmak yok. Kimseye caktirmadan agzima bir sey ativermek yok. Kendime bir romlu kahve yapip, her yurtdisina gittigimde bir dolu alip getirdigim elisi dergilerinden birkacini kucagima alip keyif yapmak var. Yemek bloglarindan tarif bakip yeni seyler denemek, yapmayi kararlastirdigim tarif icin alisveris listesi hazirlayip markete gitmek, sevgilimin kucucuk mutfaginda bunlari hazirlayip begenecek mi diye gozunun icine bakmak var. Bu yeni dunya duzeninde yapmaya niyetlenip Turkce sitelerde bulamayip ingilizce veya almanca sitelerde bularak uyguladigim tarifleri de buraya kaydedecegim. Belki birileri de burada okuyup denemek ister. Ben ayni yemegi ikinci defa pek yapmam ama bazen gerekiyor, kendime de yemek tarifleri defteri yapmis olurum.

6.9.05

Bagdat Cafe (Out of Rosenheim)


1987 yapimi bir Alman-Amerikan ortak yapimi bir film. Yillar once, galiba Moda Sinemasi'nda seyretmistim. Yonetmeni Percy Adlon. Kocasi cekip gittigi icin colun ortasinda, elinde bir bavulla kalakalan ortayasli sisman bir Alman kadini Miss Jasmin (Marianne Saegebrecht) yol ustundeki kirik dokuk cafeye siginir. Cafenin sahibi olan zenci kadin Brenda (CCH Pounder) ile aralarinda yavas yavas dostluk gelisirken, Jasmin'in varligi herkese yasama sevinci getirmis, yarattigi buyulu atmosfer herkesin kalbini isitmistir. Cafenin mudavimlerinden olan eski bir ressam (Jack Palance) Jasmin'i ilham perisi olarak gorerek onun resmini yapmak ister. Brenda'nin piano calan oglu artik dinleyici bulmaya baslar. Anlayacaginiz uzere sevgi sicakliginda, dostluk uzerine bir film Bagdat Cafe. Ve benim icin bir metafor. Filmin muzigi "Calling You" hala kulaklarimda...